Yerel Yönetimlerde Özelleştirme Üzerine Bir Değerlendirme

Yerel Yönetimlerde Özelleştirme Üzerine Bir Değerlendirme

Özlem KÜPÜR[1]

Cevat TOSUN[2]

ÖZET

Bu çalışmada Belediye İktisadi Teşebbüsleri başta olmak üzere yerel yönetimler ve merkezi yönetim konularına değinilmiş aynı zamanda birbirleri ile olan iletişimi esas konu olarak alınmıştır.  Çalışmamızda bu başlıkların yanı sıra alt başlıklar olarak Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesine, kurulma nedenlerine, kurulma gerekçelerine ve Türkiye başta olmak üzere başka ülkelerde Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesi hususundaki görüşlere, nasıl özelleştirilme politikaları uygulandığına bakılmaya çalışılmıştır.

Çalışmamızın amaçları ise belediyelerde uygulan hizmetleri ve artı ve eksi yönlerini ortaya koymak, belediyelerin yerel yönetimler ve merkezi yönetim içerisindeki önemini ölçmek, aynı zamanda belediyelerde meydana gelen özelleştirmeleri incelemek ve ne şekilde özelleştirme politikaları uygulandığına bakmak olmuştur.  Makalemizin yine başka amaçları ise gün geçtikçe yerel yönetimlerin Dünya ve Türkiye’de artan önemini anlatmaya çalışmaktır, aynı zamanda hizmet sunma yöntemlerindeki meydana gelen olumlu ve olumsuz sonuçlar ve ne gibi çözümler uygulanması gerektiği de incelenmeye çalışılmıştır.

GİRİŞ

Dünyada 1970’li yıllarda başlayan özelleştirme programları yapılan çalışmalar ile olumlu sonuçlar verdiği görülmüştür, bu durumun sonucunda Türkiye’ ye gelip özelleştirmelerin Türkiye’de başlaması ise 1980’li yılları bulmuştur. Fakat Türkiye’de özelleştirme programlarının asıl etken olarak görüldüğü dönemler 1990’lı yıllardır, bu yıllarda özellikle Kamu İktisadi Teşebbüsleri üzerinde bir özelleştirme programları başlamış ve uzun süre devam etmiştir.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri sonrasında ise yerel yönetimlerde artan hizmet yükü ve ihtiyaç miktarı ile belediyelerde de özelleştirmeye gidilebileceği düşüncesi hâkim olmuştur. Belediye İktisadi Teşebbüslerinde yap-işlet-devret, imtiyaz, sözleşme, ihale, şirketleşme gibi özelleştirme yöntemleri kullanılmaktadır. Aynı zamanda Belediye İktisadi Teşebbüslerinde meydana gelen haksız eleman alımı, siyasilerin baskın bir güç olarak kullanımı, kamu yararından uzaklaşarak başka amaçlar uğruna yönelmeleri de özelleştirme yapılması gerektiğini gösteren işaretlerden birisi olmuştur.

Bu kapsamda bu çalışmada konunun özünü anlamak amaçlı ilk olarak yerel yönetimler ve yerel yönetimlerin önemli bir alanını oluşturan belediyeler yer alacaktır. Daha sonra ise belediyelerin hizmet kapsamları ve hizmet olarak sundukları alanlara ye verilecektir. Üzerinde duracağımız bir diğer konuda belediyelerin merkezi yönetim içerisindeki önemi ve gün geçtikçe artan ihtiyaçları olacaktır. Çalışmamızın bir diğer konusu da Belediye İktisadi Teşebbüsleri ve bu çerçevede meydana gelen özelleştirmeler, ne kapsamda yapıldıkları ve Türkiye dâhil olmak üzere diğer ülkelerde uygulanan özelleştirme politikalarına çalışmamızda yer verilecektir.

TÜRKİYE’DE BELEDİYELERDE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

1. Belediyelerde Hizmet Kapsamı

Ulusal bir genişliği kapsamayan ve yerel hizmetler içerisinde bulunan belediyeler birçok insanın gündelik ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılmakta olan kuruluşlardır. Bu kuruluşların ana faaliyet kapsamı bireylerin ihtiyaçlarını hızlı ve etkili bir biçimde yerine getirmek olması sebebiyle ne kadar küçük alanları kapsarlarsa bireylere de o denli çabuk ulaşabilecekleri için önemli bir yer tutmaktadır. Bu sebeple belediyeler küçük alanları ele almaları ile vatandaşlarla daha yakın ve hızlı bir iletişim kurabilmekte ve bu durumun sonucunda da etkili sonuçlar ortaya koyabilmektedir (Eryılmaz, 2007: 132-135).

Bu sebeple belediyeler yalnızca belirli bir alanı içerisine alan ve sadece belirli bir kesime hizmet sunan kuruluşlar olarak görülse de vatandaşlara sundukları kamu hizmetleri gereği kamu yönetiminin önemli bir alanını oluşturmakta ve yardımcı olmaktadır. Devletin varoluş sebebi olarak görülen vatandaşların ihtiyaçlarını karşılama, istedikleri özerkliği verme ve belirli bir refah seviyesinde yaşama gibi unsurların gerçekleştirilmesinde de en çok yardımcı olan kuruluşlar yerel yönetimlerdir. Bu nedenle yerel yönetimler ve belediyeler, devletin vatandaşlarının ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılan ve etkin sonuçlar verebilen kuruluşlar olarak görülmektedir.

1.2. Belediyelerde Hizmet Sunma Yöntemleri

Belediyeler istenilen ve ihtiyaç duyulan hizmetleri yerine getirirken bazı yollara başvurabilmektedir, bunlardan biriside özelleştirme yoluyla hizmeti sunmaktadır. Bu durumun olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de söz konusu olabilmektedir, olumlu yönlerinden birisi maliyetin azaltılmasıdır. Kamu tarafından sunulacak olan hizmet daha maliyetli bir miktara denk geliyorsa bu hizmet özel firmalarla anlaşılıp daha uygun maliyete yerine getirilebilmektedir. Aynı şekilde olumlu yönlerden bir diğeri de özel sektördeki hizmet kalitesidir, bu sayede sunulan hizmet kamuya göre hem daha az maliyetle hem de daha kaliteli bir biçimde sunulmuş olacaktır (Yıldırım, 2004: 23).

Diğer sunum yöntemlerinden biriside özel ve kamu sektörünün iş bölümü içerisine girerek sunmuş oldukları hizmetlerdir. Örneğin yap-işlet-devret, ihaleler, kiramalar gibi durumlar bu konuya örnek gösterilebilir. Bu durumlarda özel kuruluşların gücü yetersiz kalabilmekte ve kamuda tüm sorumluluğu üstlenmek istememektedir ve bir risk bölüşümü içerisine girmektedirler. Bu şekilde hem kamu hem özel kuruluş sorumluluklarını ikiye bölmüş olmakta ve ortaya çıkabilecek olumlu veya olumsuz herhangi bir durumdan eşit paylar almaktadır.

Söz konusu sunum yöntemlerinde her ne kadar olumlu sonuçlar söz konusu olsa da olumsuz durumların meydana geldiği söylenebilmektedir. Özellikle özelleştirmelerde her ne kadar hizmet sunumunda kalite artsa ve maliyetlerde düşüş yaşanmış olsa da kamuda istihdam oranında azalma ve devletin müdahalesinin azaldığı özel aktörlerin daha da etkili konumlara geldiği görülmüştür.

2. Kamu Hizmetlerinin Etkinliği Bakımından Yerel Yönetimlerin Artan Önemi

Özellikle son yıllarda artan kentleşme ve bunun beraberinde kentlerde meydana gelen demografik ve fiziksel değişiklikler, örneğin kentlerde artan hizmet talepleri, gelişen teknoloji ve kentlerin gelişmesi ile beraber vatandaşlarında isteklerinin çok yönlü bir hal alması gibi faktörler belediyelere ve yerel hizmetlere olan ihtiyacı daha da artırmıştır. Bu ihtiyaçlar bağlamında yerel hizmetlerde bir değişim süreci içerisine girilmiş ve ihtiyaçlar doğrultusunda yeniliklere başvurulmuştur. Odak noktaları kentler olarak ele alınmış ve küçük alanlara bölünerek her alan kendi içerisinde yerel yönetime alınmıştır.

Yapılan bu denli değişiklikler ile bireylerin isteklerine daha çabuk yanıt verme şansı oluşturulmuş ve etkinlik sağlanmıştır, aynı zamanda vatandaşlarında bu sürece katılımı sağlanmaya çalışılmış ve yönetime, hizmete katılım sağlamaları amaçlanmıştır. Bu ve bunun gibi yerel hizmetlerin sunumunun sağlanmasında haricinde en yaygın olarak kullanılan hizmet sunum yöntemlerinde bir diğeri de özelleştirmeler ile sağlanmaktadır. Özelleştirme ile karşılanmaya çalışılan hizmetler ise kira sözleşmeleri, vergi teşvikleri, idari düzenlemeler, vatandaşların gönüllü katılımları ve kendi kendilerine yardım edebilmelerini sağlayıcı politikalar olabilmektedir.

Aynı zamanda yerel hizmetlerin etkinliği kamu ile olan bağlantısı ve iletişimi ile de alakalı olarak şekillenmektedir, bu sebeple merkezi yönetim ve yerel yönetim arasındaki kurulan bağ ve eşitlik ilişkisi ne kadar sağlanabilmişse sunulan hizmetlerin kalitesinde de artış sağlanabilecektir. Yerel yönetimlerin ihtiyaçları karşılayamaması ve yetersiz kalması durumu söz konusu olursa bu konu genellikle merkezi yönetim ile olan ilişkisine göre şekil almaktadır. Merkezi yönetimin yerel yönetime kıyasla ezici bir üstünlüğü olur ve öncelikle kendine yönelik çıkar çalışmalarında bulunursa yerel yönetimler hizmetleri sunmada yetersiz kalabilecek ve bu durumda bireylerin belediyelerle ve kamu ile oluşan ilişkilerini aksatacaktır.

3. Türkiye’de Özelleştirme ve Yerel Yönetimlerde Özelleştirme

İlk olarak özelleştirme kavramı kısaca kamu mülkiyetinde bulunan kuruluşların özel sektöre devri olarak tanımlanabilir. Bu devir işlemi satış yoluyla olabileceği gibi kiralama, geçici süreliğine devir, yönetim veya yönetici devri gibi birçok yöntemler ile de gerçekleşebilmektedir. Türkiye’de özelleştirme süreci ise 1580 sayılı belediye kanunundan dolayı meydana gelen boşlukların özel sektörlerce doldurulmaya çalışılmasıyla 1930 ile 2004 yılları arasında bir artış süreci içerisine girmiştir (Yıldırım, 2004: 32).

Türkiye’de yerel yönetimlerde meydana gelen özelleştirmeler sonucunda yeni kurumlarda kurulmuştur, bu kurumlar ise genellikle özelleştirilen kuruluşların faaliyetlerini incelemek için meydana getirilen örneğin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi regülatör kurumlardır. Aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa standartlarına erişebilmesi için gerekli koşulları sağlayacak durumlarda özelleştirmeler üzerinden geçmektedir. Düşük maliyete kaliteli hizmet sunumu, verimli iş gücü, vatandaşlarla daha çabuk ve etkin yollarla iletişime geçme gibi unsurlar ancak özelleştirme ile sağlanabilmektedir ve özelleştirmeler ile beraber iyileşen durumlar ile gelişmişlik düzeylerimizde de artış meydana gelebilmektedir (Gökbayrak, 2003: 80).

4. Belediye İktisadi Teşebbüsleri

Belediye İktisadi Teşebbüsleri için birçok ve geniş kapsamlı tanımlar söz konusu olabilmektedir.  Tanımlama yapacak olursak yasaların belediyelere görev olarak verdikleri bazı konuların yerine getirilmesi için oluşturulan ve her ne kadar belediye ile iletişimde olunsa da ekonomik anlamda bir bağlantıları olmayan ve kendilerine ait bütçeleri olan kurumsal bir yapı olarak tanımlayabiliriz. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin aynı zamanda halkın zorunlu ihtiyaçları olan malları düşük ücretlerle sadece kamu yararı güderek yerine getirmeye çalışan kurumlar olarak da tanımlayabiliriz.

Belediye İktisadi Teşebbüslerinin yaygın olarak kullanılan diğer bir tanımı ise;  kamu yararı güderek mal ve hizmet üretimi gerçekleştiren,  denetiminin yerelde olması sebebiyle yönetimini gerçekleştirecek kişilerinde yine yerelce atanma yapılması ve ana amacı toplumun sosyal refahını yükseltme çabası içerisinde olan yapılardır (Akalın, 1994: 17).

4.1. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özellikleri

Pazarlanmaya müsait hizmet ve mal üretimi gerçekleştirirler, yönetimleri belediyeler tarafından gerçekleştirilir ve kuruluşları da yine belediyelerce sağlanır, kendilerine ait belediyeden ayrı bütçeye sahiptirler, sermayenin yarısından fazlası yani en az %51’i belediyeye aittir veya belediye tarafından ortak olunmuştur, amaçları kamu yararıdır halkın ihtiyaçlarını maksimum düzeyde sağlamaya çalışırlar. Özel hukuk tüzel kişisidirler ve genel olarak belediyenin yerine getirmesi gereken görevlerden sorumludurlar ve bu sorumlulukları yerine getirmeye çalışırlar (Bozlağan, 2000: 2).

4.2. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Kurulma Nedenleri

Belediye İktisadi Teşebbüslerinin birçok kurulma nedenini sayabiliriz bunlardan temel olanlarını örnek verecek olursak; Hizmetleri hızlı bir biçimde yerine getirebilmek için ve çözüm bulabilmek için, istenilen sayıda işçi alabilmek, istenilen oranda maaş verebilmek ve istedikleri şekilde çalıştırabilmek gibi sayabiliriz. Geri dönüşü hızlı olabilecek ve yararlı olarak görülebilen kaynakları elde ederek oradan bir fayda sağlamak, yapılan hizmetlerdeki mal alışlarını sağlarken maddi sorun yaşamamak ve son olarak Belediye İktisadi Teşebbüslerinin tüzel kişiliğe sahip olması sebebiyle tüzel kişilik olmaktan fayda sağlayacak durumlardan fayda sağlamak gibi durumları da ek olarak sayabiliriz. (Serdar, 2002: 6). Bunun gibi ana nedenler Belediye İktisadi Teşebbüslerinin kurulma nedenleri arasında sayılabilmektedir. 

5. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

Özelleştirme kavramı Belediye İktisadi Teşebbüslerine gelmeden önce ilk olarak Kamu İktisadi Teşebbüsleri üzerinde uygulanmaya başlamıştır. Kamu İktisadi Teşebbüslerinde uygulanan özelleştirme uygulamalarının Belediye İktisadi Teşebbüslerinde uygulanmaya başlaması ise 1990’lı yılları bulmuştur, özelleştirmenin Belediye İktisadi Teşebbüslerini de içerisine almasıyla beraber imtiyaz ve ihale gibi hizmet sunma yollarına yap-işlet-devret, şirketleşme ve kiralama yöntemleri de dâhil olmuştur. Ayrıyeten ihale yönetimi Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesi ile beraber daha çok bu özelleştirme yönteminde kullanılır hale gelmeye başlamıştır.

Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesinde siyasi durumlar sebebi ile işe alınma şartları, kaynak sıkıntısı, yüksek maliyetler, personel planlamasının yapılamaması sebebi ile ortaya çıkan verimsizlik, araç-gereç yetersizliği, ücret-üretim dengesizliği ve rekabette yaşanan problem başlıca nedenler arasında sayılabilmektedir. Bu sorunlara çözüm sağlamak için ise en kısa ve kolay yolun özelleştirme olduğu düşünülmüş ve bu sebeple Belediye İktisadi Teşebbüslerinde uygulamalar ortaya çıkmaya başlamıştır.

5.1. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilme Gerekçeleri

Belediye İktisadi Teşebbüslerinin iflas etme gibi bir durumları söz konusu olmadığı için piyasayı çok araştırma çabası içerisinde girmezler ve bu sebeple piyasadaki fiyatlardan ve taleplerden haberdar olmazlar ve fiyatları düşürüp kaliteyi yükseltmek gibi bir çabanın içerisine haliyle girmezler. Fakat özelleştirme söz konusu olur ise bu iki sorunlu durumda ortadan kalkacak ve piyasada daha etkin bir Belediye İktisadi Teşebbüsü söz konusu olabilecektir.

Hizmet performansı kapsamında kamuda bir düşüklük daima söz konusudur, bu düşüklük aynı zamanda ekonomiyi de etkileyip verimsizliğe neden olmaktadır. Bu sebeple özelleştirme durumu söz konusu olduğunda verimlilik artacak bu durum ekonomiyi de olumlu yönde etkileyecektir. Aynı zamanda rekabet ortamının da oluşması sebebi ile hizmetler daha kaliteli bir biçimde üretilmeye başlanacaktır (Özdemir, 2005: 49).

Belediye İktisadi Teşebbüslerinde kar oranları yüksek olan hisselerin halka satılması ile hem işletme değer kazanacak hem de sermaye tabana yayılarak bir genişleme durumu söz konusu olacaktır. Bu durum sermayenin yayılmasına sebebiyet verdiği için düşük gelirler üzerinde de bir artışa sebebiyet verip aynı zamanda verimliliği artırıcı etki yaratacaktır.

Söz konusu olan belediyelerin kafalarına göre istedikleri personelleri alma maalesef ülkemizde önüne geçilemez duruma gelinmiştir, bu sebeple bu durumun ekonomiye ve belediyelere verdiği etkinliğin ve verimsizliğinde önüne geçilmiş olunmaktadır. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi durumunda belediyeler siyasi güçlerden kurtulmuş ve daha verimli olarak çalışma potansiyeline sahip olmuş olacaklardır.

 

6. Dünyada ve Türkiye’de Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

6.1. Amerika Birleşik Devletlerinde Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

ABD’ de belediyelerde ve genel anlamda özelleştirme furyası 1982 yıllarında oluşmaya başlamıştır, çöp toplama hizmetleri, itfaiye işleri ve benzeri gibi belediye işleri özele devredilmiş ve bu şekilde görülmeye başlanmıştır. Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özel şirketlere devri sonucunda ise olumlu sonuçlar alınmıştır, neredeyse 40.000 nüfusu olan belediyelerde kamu personeli çalışanı sayısı 55 rakamına kadar düşmüş ve etkin sonuçlarda elde edilmiştir.

6.2. Meksika’da Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

Meksika’da özelleştirme programları 1983 yılında uygulanmaya başlanmıştır, özelleştirme yapılmasının ana amacı ise bütçe açıklarını kapatmaktı. Çoğunlukla Kamu İktisadi Teşebbüsleri olmak üzere yapılan özelleştirmeler ile Belediye İktisadi Teşebbüslerindeki kalite standartları artırılmış aynı zamanda elde edilen gelirler ile bütçe açıkları kapatılıp ekonomideki sorunlar giderilmiştir. Meksika’ da uygulanan bu özelleştirme programı hala örnek olarak gösterilen bir program olarak devam etmektedir.

6.3. İngiltere’ de Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

İngiltere’de 1965’li yıllardan başlayan ve sürekli bir gelir kaybı gösteren kamu kurumlarında özelleştirme artık bir zorunluluk haline gelmeye başlamıştır ve 1970’li yıllarda bu durum uygulanması gereken bir durum haline gelmiştir. 1979 yılında ise muhafazakar partinin seçim vaatlerinde en önemlisi olarak bu fikir sunulmuştur. İktidara geldikten sonra ise hem özelleştirmelerini başlatmış hem de daha fazlasını yaparak ekonomiyi düzene sokmaya başlamıştır. Belediyelerde yaptığı özelleştirmeler ile de hem kalite seviyesi yükseltilmiş, hem de halkın ihtiyaçları karşılanmıştır. Ayrıyeten elde edilen gelirler ile de enflasyon oranında düşüş yaratılmıştır (Uyanık, 1993: 223).

6.4. Almanya’ da Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

Almanya’da özelleştirme uygulamaları ilk olarak 1957 yılında başlamıştır, Almanya’nın özelleştirme ekonomisine geçişinin ana sebepleri gelir dağılımındaki adaleti düzenlemek ve piyasayı rekabete açıp canlılık kazandırmaktır. Uygulanan düzenli politikalar ile de bu istekler yerine getirilmiş ve istenenler olmuştur. Ekonomide canlanma meydana gelmiş ve belediye hisselerinin halka satılması ile gelir dağılımında adalette söz konusu olmuştur. Hisse senetlerinin daha çok kişiye ulaşması içinde bir kişinin en fazla 5 hisse senedi alabilme sınırı getirilmiş ve etkilide olmuştur. Bu uygulanan politikalar ile ekonomi düzgün bir hal alıp ilerleme kat etmiş olmuştur.

6.5. Türkiye’ de Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi

Belediyeler tarafından sunulan hizmetlerin etkin ve verimli olmaması, hizmetlerin yeterli kalmaması belediyelerde özelleştirmenin yapılması gerekliliğinin önünü açmıştır. 1930 ile 2004 yılları arasında yürürlükte olan belediye yasasıda bu özelleştirme gereğinin önünü açmıştır, aynı zamanda halkın ihtiyaçları doğrultusunda ve gerekli ihtiyaçlar sebebiyle özelleştirme durumu belediyelerde söz konusu olmuştur (Bayrakçı, Kahraman, 2017: 9). Türkiye’de Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesinde iki yöntem kullanılmaktadır, ilki ortaklara ve işletmelere yönetim devri, ikincisi ise belediyeler için özel şirketlerden faydalanılıp satışlarının gerçekleştirilmesidir.

1980’lerden itibaren Belediye İktisadi Teşebbüslerinden Türkiye’de söz etmek mümkün olsa da özelleştirilmeleri 1990’lı yıllarda oluşmaya başlamıştır. Bu kapsamda Türkiye’de diğer ülkelere göre Belediye İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesinde fark olduğu söylenmektedir. Başka ülkelerde Belediye İktisadi Teşebbüslerinin satışı söz konusu iken Türkiye’de hizmetlerinin satışı söz konusu olduğu söylenmektedir. Örneğin halka sunulacak hizmetlerin yerine getirilmesi için özel firmalarla anlaşıldığı bu hizmetlerin onlar tarafından daha az maliyetle ve daha kaliteli bir şekilde yerine getirilmesi gibi (Sarısu, 2003: 7).

Bu yöntemle gerçekleştirilen durumlarda ise hem belediyeler gerekli araç-gereçleri almak için harcamalar kaçınmış olmakta hem de iş gücü tutmak yani eleman alma gereğinden de uzaklaşmış olarak üzerlerinde yükü atmış olmaktadırlar. Türkiye’de ki yerel yönetimlerin ana unsuru ise zorunlu olan mal ve ihtiyaçları veya doğal tekel niteliği taşıyan malları düşük ücretle ve kaliteli bir biçimde kar amacı gütmeden sadece fayda maksimizasyon sağlamak amaçlı halka sunumunu sağlamaktır.

SONUÇ

Kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirmesiyle başlayan süreç belediye iktisadi teşebbüsleri için de yaşanmıştır. Özelleştirmenin Belediye iktisadi teşebbüsleri üzerinde uygulanmaya başlanmasını ana nedenleri ise özelleştirme kavramının etkin sonuçlar doğurması ve belediyelerin kamu yararından daha çok başka koşullar için çalışmaya başlaması ve belediyelere gelen yükün artması ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirilme politikasına geçilmesidir.

Belediye iktisadi teşebbüslerinde uygulanan özelleştirme de etkili sonuçlar vermiştir, hizmetler daha az maliyetle daha kaliteli şekilde sunulmaya başlamıştır. Aynı zamanda siyasi güçlerden ayıklanmış olup adam kayırma ve verimsiz iş gücü durumlardan da kurtulmuş olunmuştur. Bu durumdan halkta yararlı çıkmış devlette yararlı çıkmıştır, belediyelerin özelleştirilmesi sonucu elde edilen ücretler ise daha verimli alanlara kullanılmıştır.

Dünyadaki ve Türkiye deki uygulamalarına baktığımızda da Dünyada özelleştirme kavramının Türkiye’den daha erken başladığı ve Dünyadaki başka ülkelerinde özelleştirmeden etkin sonuçları aldığı görülmektedir. Bu sebeple diğer ülkeler ve Türkiye’de bu durumdan etkilenerek özelleştirme kapsamında hareket etmeye başlamıştır. Diğer Dünya ülkelerinde uygulanan Belediye İktisadi Teşebbüslerindeki özelleştirme politikaları ile Türkiye’de ki uygulanan politikaların aynı olduğu söylenebilir, sadece diğer ülkelerde belediyelerin satışı direk söz konusu iken Türkiye’de genel olarak yapılacak hizmetlerin başka özel şirketlere yaptırılması durumu söz konusu olmuştur. Değerlendirme yapıldığında ise yine iki tür özelleştirme yönteminin de etkili yöntemler olduğu söylenebilir.   

 

[1]Hitit Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Maliye ABD Yüksek Lisans Öğrencisi

[2] Hitit Üniversitesi, İİBF, Dr. Öğr. Üyesi

 

KAYNAKÇA

AKALIN, Güneri, ‘‘Yerel Yönetimlerin İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi’’, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt. 3, Sayı. 6, yıl 1994, s 17.

BAYRAKÇI, Erdal ve KAHRAMAN, Selçuk, “Yeni Kamu Hizmeti Anlayışı ve Belediye Hizmetlerinde Özelleştirme”, Konya, Selçuk Üniversitesi Dergisi, Cilt 37, Yıl 2017, s.9.

BOZLAĞAN, Recep, “Yerel Hizmetler ve Özelleştirme”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 2 Sayı 10, Yıl 1998, s 2.

ERYILMAZ, Bilal, Kamu Yönetimi, İstanbul, Okutman Yayıncılık, Erkam Matbaası, 2007.

GÖKBAYRAK, Şenay, Belediyeler, Özelleştirme ve Çalışma İlişkileri, Ankara, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları, 2003.

ÖZDEMİR, Gürbüz, “Belediye İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi”, Çankırı,  Karatekin Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu, Sayıştay Dergisi, Sayı 71, Yıl 2005, s 49.

SARISU, Ayhan. “Dünyada ve Türkiye’de Özelleştirme”, Ankara, Sanayi Odası Aylık Yayın Organı, Yıl 2003.

SERDAR, Ali, “Belediye İktisadi Teşekkülleri (BİT-2)”, Cumhuriyet, Sayı 22, Yıl 2002, s 6.

UYANIK, Sırrı, “İngiltere’de Özelleştirme: Metotlar, Hedefler ve Sonuçları”, Türk İdare Dergisi, Sayı 399, Yıl 1993, s 223.

YILDIRIM, Uğur, “Yeni Belediye Yasaları Çerçevesinde Alternatif Hizmet Sunma Yöntemleri” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 13, Sayı 4, yıl 2004, s 23-32.