Belediye Meclisinin Feshi: Sebepleri ve Sonuçları
Mustafa Dönmez[1]
I. GİRİŞ
Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır. Meclis, 2972 sayılı Kanunda gösterilen esas ve usûllere göre seçilmiş üyelerden oluşur. Sayıları 9 ila 55 arasında değişir. Belediye meclisi, 5393 sayılı Belediye Kanunun 18 inci maddesinde gösterilen görevleri yapar ve yetkileri kullanır.
Belediye meclisi, 5393 sayılı Yasanın 30 uncu maddesine göne;
- Kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa,
- Belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasî konularda karar alırsa,
İçişleri Bakanlığı’nın bildirimi üzerine Danıştay kararı ile feshedilir.
İçişleri Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde meclisin feshine dair bildirim ile birlikte, karar verilinceye kadar meclis toplantılarının ertelenmesini de ister. Danıştay, bu hususu en geç bir ay içinde karara bağlar.
Bu şekilde feshedilen meclisin yerine seçilen meclis, kalan süreyi tamamlar.
Yasa hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, belediye meclisi iki şekilde feshedilebilmektedir.
Bu çalışmamızda belediye meclisinin feshi ve sonuçları ele alıp incelenecektir.
II. KONUNUN İNCELENMESİ
A. BELEDİYE MECLİSİNİN FESHİ NEDENLERİ
1. Kendisine Kanunla Verilen Görevleri Süresi İçinde Yapmayı İhmal Etmesi ve Bu Durumun Belediyeye Ait İşleri Sekteye veya Gecikmeye Uğratması
Bu fesih nedeninin olabilmesi için bazı unsurların gerçekleşmesi gereklidir. Bunları şöylece belirtebiliriz:
a) Ortada, belediye meclisine kanunla verilmiş bir görev bulunmalıdır.
Belediye meclisinin görevleri, Belediye Kanunu’nun 18 inci maddesinde 20 bent halinde sayılmıştır. Diğer yasalarda da meclise verilmiş çeşitli görevler vardır. İmar Kanunu, Çevre Kanunu, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gibi. İşte bu durumlarda kanunen verilmiş görevden söz edilebilir.
Bu konunun en tipik örneği, belediye bütçesinin kanunda belirtilen süre içerisinde belediye meclisince görüşülüp karara bağlanmasıdır. Bütçenin meclis tarafından zamanında görüşülüp karara bağlanmaması belediye hizmetlerinin aksamasına yol açabilecek bir durumdur. İşte, bu ve bunun gibi hallerde belediye meclisi kanunla verilmiş görevlerini yapmazsa, meclisin feshine karar verilir.
Danıştay 8. Dairesi’nin 14.7.2007 gün ve E. 2007/206, K.2007/2865 sayılı Kararında; “… Belediye Meclisince 2007 yılı bütçesinin tümünün hiçbir gerekçe göstermeden reddedilmesinin, meclise ait bir görevin gereği gibi yerine getirilmesine engel teşkil edecek nitelikte olduğu ve belediyenin bütçesinin olmaması nedeniyle belediyeye ait işlerin sekteye uğrayacağı ve gecikmesine yol açacağı sonucuna varıldığından, 5393 sayılı Yasa’nın 30/a maddesi uyarınca …. İli… İlçesi… Belediye Meclisinin feshedilmesine, 14.05.2007 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.
Danıştay 8. Dairesi, 27.01.2006 gün ve E.2005/6091, K.2006/255 sayılı Kararında; hukuki bir gerekçe göstermeden belediye bütçesini reddeden meclisin feshine hükmedilmiştir.
Ancak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13.9.2007 gün ve E.2007/1073, K.2007/1688 sayılı Kararında; “Belediyenin karar organı olan belediye meclisinin, belediye başkanı tarafından meclise getirilen her istemi uygun görmesinin beklenemeyeceği, meclisin gündem konularını belde halkının yararına olup olmadığı, belediyenin mali durumu gibi yönlerden inceleyerek kararını vermesi gerektiği, bu çerçevede yapılan bir değerlendirme sonucunda belediye başkanının istemlerini de kabul etmeyebileceği, belediye başkanının istemine aykırı karar alınmasının, meclisin kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal etmesi ve belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratması olarak değerlendirilemeyeceği.
Olayda, …. Belediye Meclisinin, beldede katı atık ve atık sularla ilgili kanalizasyon projesi yaptırılması ve uygulatılması işi için belediye başkanına yetki verilmesi isteminin 3 kabul oyuna karşılık 7 oyla iki defa reddettiği, bu oylama durumunun sabit hale geldiğinden bahisle meclisin kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal ederek, belediyeye ait işleri sekteye ve gecikmeye uğrattığı ileri sürülmekte ise de, meclisin aldığı bu kararların belediye işlerini nasıl sekteye veya gecikmeye uğrattığı somut olarak ortaya konulamadığı gibi, bu meclis kararları aleyhine idari yargıya başvurabilme yolu bulunmasına karşın, bu yetkinin de kullanılmadığı, bu durumda belediyenin seçilmiş karar organı olan belediye meclisinin feshi koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, aksi yönde verilen Daire kararında hukuki isabet görülmediğinden, söz konusu Daire kararının kaldırılmasına oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Danıştay 8. D. 11.10.1996 gün ve E.1996/2993, K.1996/2545 sayılı Kararında; Belediye meclisi üyelerinin olağan toplantıya katılmayarak, başkan vekili, katip üye ve encümen üyelerini seçmemeleri meclis işlerinin aksamasına neden olduğundan feshi gerektiğine hükmedilmiştir.
Danıştay 8. D. 13.12.2002 gün ve E.2002/3908, K.2002/5226 sayılı Kararında ise, Belediye meclisinin kesin hesabı gerekçesiz reddederek görevini yapmamasının feshini gerektiğine karar verilmiştir.
Keza, Danıştay 8. D. 14.01.2008 gün ve E.2008/7360, K.2008/31 sayılı Kararında; … Dosyanın incelenmesinden, … Belediye Encümenince 26.04.2007 gününde kesin hesabın onaylanmasından sonra, konunun belediye meclisinin 01.05.2007 günlü gündemine alındığı ve komisyona havale edildiği. Komisyonun aynı günlü raporunda, encümen üyesi belediye meclis üyelerinin olmadığı belediye encümen toplantısında kesin hesabın kabul edildiği, bazı müdürlerin bilgi vermekten kaçındığı, bazılarının ise komisyona gelmediği, usulsüz ödeme ve alımların olduğu, ödemelerin bankadan sahte imzalarla çekildiği, bu konuda fatura sahipleri tarafından suç duyurusunda bulunulduğu, ödemelerin birim amirlerinin bilgisi dışında yapıldığı, bazı amirlerin geçici süre ile görevden alınmaları nedeniyle bilgilerinden yararlanılamadığı, hesapların yerinde ve amacına uygun olarak kullanılmadığı, gelirlerin belediye başkanı ve bazı müdürlerin kendi çıkarları doğrultusunda kullanıldığı kanaatine varıldığından bahisle olumsuz görüş bildirildiği, belediye meclisinin 3.5.2007 gününde yapılan toplantısında 1 çekimser 2 kabul 6 ret oyla kesin hesabın reddedildiği, red gerekçesinin belirtildiği, konunun incelenmesi için kesin hesabın İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen mahalli idareler kontrolörü tarafından hazırlanan raporda “… belediye meclisinin mali hesaplarda ve tablolarda uyumsuzluk ve/veya eksik, noksan, ödenek üstü harcama olup olmadığı yönünde herhangi bir tespit, inceleme ve değerlendirme yapmaksızın, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 29. maddesinde bütçe için öngörülen biçimde görüşülüp oylanmaksızın, komisyon raporunda yer alan soyut ve genel içerikli konuların ileri sürülerek geçerli bir nedene dayanmaksızın kesin hesabın reddedildiği kanaatine varıldığının” belirtilmesi üzerine İçişleri Bakanlığınca … Belediye Meclisi hakkında gereğinin yapılması isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Olayda; kesin hesabın reddine ilişkin ileri sürülen nedenlerin soyut, genel nitelikte, daha önceki yıllık faaliyet raporunun reddine ilişkin nedenler ve soru önergeleri ile ilgili hususlara ait gerekçeler olduğu, kesin hesabın mali hesap ve tabloları ile ilgili olmadığı ve bunlarla ilgili herhangi bir değerlendirme, inceleme yapılmaksızın tümüyle reddedildiği, bunun da Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin 14. maddesine aykırı olduğu açıktır.
Bu durumda, … Belediye Meclisinin, yukarıda anılan yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı davranarak 2006 yılı kesin hesabını tümüyle reddetmek suretiyle belediyeye ait işleri sekteye uğrattığı anlaşıldığından feshi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle 5393 sayılı Yasanın 30/a maddesi uyarınca … Belediye Meclisinin feshedilmesine oybirliği ile karar verildi.
- Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Kurulu olarak görev yapan Büyükşehir Belediye Meclisinin ek ödenek talep edilmesi ve yedek ödeneğin yasal sınırlara çekilmesi şeklindeki ek bütçe kararnamesini reddetmesi durumunda feshine gidilir mi ?
Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin 25.06.2015 tarih ve 97110469-640-8707 sayılı görüşünde;
“... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü 21/04/2015 tarihli ve 41736506/174/1772 sayılı yazısıyla; ….. Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün 3 üncü olağanüstü genel kurul toplantısının 20/03/2015 tarihinde yapıldığı, olağanüstü genel kurul toplantısının gündeminin; “2015 Mali Yılı bütçesinin yedek ödenek bölümüne konulan eksik ödeneğin yasal limitlere çekilmesi, İnsan Kaynakları Eğitim ve Daire Başkanlığının 2015 Yılı Bütçesinde fazladan öngörülen 31.655.000.00TL.’lik kısmının iptal edilmesi, ilçe bazında yatırımları içeren (G) cetvelinin eklenmesi, ek ödenek bütçe ekindeki ücret tarifesinin görüşülmesi, ek ödenek kararnamesinin oylanması, ek ödenek ile birlikle 2015 Yılı Bütçesinin 396.705.000,00 TL’ye yükseltilmesi" olarak belirlendiği, Genel Kurulun usul, yasa ve hukuka uygun bir şekilde toplandığı ve gündemde bulunan maddelerin görüşüldüğü, yapılan görüşmeler sonucunda; gündemde yer alan "2015 Mali Yılı bütçesinin yedek ödenek bölümüne konulan eksik ödeneğin yasal limitlere çekilmesi, İnsan Kaynakları Eğitim ve Daire Başkanlığının 2015 Yılı Bütçesinde fazladan öngörülen 31.655.000,00TL’lik kısmının iptal edilmesi, ilçe bazında yatırımları içeren (G) cetvelinin eklenmesi, ek ödenek bütçe ekindeki ücret tarifesinin görüşülmesi, ek ödenek kararnamesinin oylanması, ek ödenek ile birlikte 2015 Yılı Bütçesinin 396.705.000,00 TL ye yükseltilmesine" ilişkin talebin Genel Kurulun 2015/13 kararı ile reddedildiği, bu durumun Meclisin görevini yapmadığı anlamına geldiği ve Belediyeye bağlı kuruluş olan …. Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün işlerini sekteye uğratıp işlerin gecikmesine ve yatırım yapamamasına neden olduğu, buna göre; …. Büyükşehir Belediye Meclisi hakkında 5393 sayılı Kanunun 30/a maddesindeki "Belediye meclisi, kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa... İçişleri Bakanlığının bildirimi üzerine Danıştayın kararı ile feshedilir..." hükmü uyarınca işlem yapılması için başvuru yapılması zorunluluğunda bulunulduğu ifade edilerek, konunun İçişleri Bakanlığına iletildiği, Bakanlık Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından da Hukuk Müşavirliğimizin görüşünün istenildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve Kurum görüşü çerçevesinde konu irdelendiğinde;
2560 sayılı Kanunun 4 ve Ek 5 inci maddesi gereğince; … Büyükşehir Belediye Meclisinin … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (…) Genel Kurulu olarak görevli ve yetkili olduğu,
Anılan Kanunun 5 inci maddesi gereğince; ….. Büyükşehir Belediye Meclisinin ….. Genel Kurulu olarak bu Kanunda yazılı yetki ve görevleri görüşüp karara bağlamak hususunda yetkili olduğu, 6 ncı maddesinde ise; bütçeyi inceleyerek karara bağlamak görevinin genel kurulun görevleri arasında sayıldığı, bunun yanında genel kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmemiş hususlarda; 1580 sayılı Belediye Kanununun hükümleri uygulanacağı ancak, 1580 sayılı Kanun yürürlükte olmadığından bu konuda 5393 sayılı Belediye Kanununun esas alınması gerektiği,
Yukarıdaki hükümler çerçevesinde; ….. Genel Kurulunun (….) Büyükşehir Belediye Meclisi) 20/03/2015 tarihli 3 üncü olağanüstü toplantısında; ek ödenek talep edilmesi ve yedek ödeneğin yasal sınırlara çekilmesi, şeklindeki 2015 yılı ek bütçe kararnamesinin reddedilmesi nedeniyle, …. Genel Müdürlüğünün işlerinin sekteye uğradığı gerekçesiyle, …. Genel Kurulu olarak görev yapan …. Büyükşehir Belediye Meclisinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 30/a maddesi uyarınca feshi hususunda; genel kurul sıfatıyla görev yapan belediye meclislerinin feshine ilişkin olarak 2560 sayılı Kanunda açık bir hüküm bulunmadığı, genel kurulların toplanma ve çalışma esasları konusunda bu Kanunda hüküm bulunmaması halinde 5393 sayılı Kanun hükümlerinin esas alınması gerekeceği, toplantı gündemi, toplantı ve karar yeter sayısı, toplantı esasları gibi konulara ilişkin düzenlemelerin 5393 sayılı Kanunun muhtelif maddelerinde mevcut bulunduğu, belediye meclisleriyle ilgili bu Kanunda yer alan bütün hükümlerin, toplantı ve çalışma esasları kapsamında değerlendirilerek, genel kurullar hakkında uygulanmasının mümkün olmadığı, bu bağlamda; 30 uncu maddede yer alan “Meclisin feshi” hükmünün, toplantı ve çalışma esaslarını düzenleyen hükümlerden bağımsız bir hüküm olarak düşünülebileceği ve 2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca … Genel Kurulu sıfatıyla görev yapan Büyükşehir Belediye Meclisi hakkında uygulanamayacağı, değerlendirilmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
b) Belediye meclisinin görevini yapmayı ihmal etmesi, belediyeye ait işleri sekteye uğratmış veya geciktirmiş olmalıdır.
Belediye meclisinin görevini yapmayı ihmal etmesi; üyelerin meclisin olağan toplantılarına katılmamaları veya üyelerin normal toplantı yapılmak üzere yapılan davete icabet etmekle ve toplantıya katılmakla birlikte kanunen meclise tevdi edilen işleri makbul bir sebep olmaksızın süresinde karara bağlamamaları şeklinde olabilir.
Belediye meclisinin görevini yapmayı ihmal etmesinin fesih nedeni olabilmesi, belediyeye ait işlerin sekteye uğratılmasına, yani aksatılmasına neden olması koşuluna bağlanmıştır. Belediye hizmetlerin aksaması, belediye meclisinin görevlerini zamanında yerine getirmemesi nedeniyle, kanunen yerine getirmek zorunda olduğu kamu hizmetlerinde kendisine hizmet kusuru olarak atfedilebilecek bir eksiklik, aksaklık, bozukluk ya da düzensizliğin ortaya çıkmasıdır.
Belediye meclislerinin olağan toplantılarının süreleri belli bir süreyle sınırlı olduğundan, meclislerin kısa zamanda gerekli titizlik ve çalışkanlıkla görevlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Süresi içinde görevlerini yerine getirmeyi ihmal eden belediye meclisi, o beldenin hizmetlerini aksatmış olacağından feshi de tabii olur. Belediye Meclisinin Danıştay kararı ile feshine karar verilebilmesi için belediye meclisinin kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal etmesi ve bu ihmalin belediyenin mevzuat gereğince yürütmekle yükümlü olduğu hizmetleri sekteye veya gecikmeye uğratması şartlarının bir arada gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Buna göre; belediye işlerinin nasıl sekteye veya gecikmeye uğratıldığı somut olarak ortaya konulmadan belediye meclisinin feshi mümkün değildir.
Danıştay 8. Dairesi, 13.12.2002 gün ve E.2002/3908, K.2002/5226 sayılı Kararında; kesin hesabın gerekçe göstermeden reddedilmiş olmasının, meclise ait bir görevin yerine getirilmediği, meclise ait işlerin sekteye uğratıldığı şeklinde değerlendirilmiştir.
Danıştay 8. Dairesi, 11.2.2009 gün ve E.2008/10773, K.2009/1011 sayılı Kararı’nda; belediye meclisinin her ay toplanması gerektiğine ilişkin kanun hükümlerine rağmen, arka arkaya birkaç ay meclisin toplanmamasını bir fesih sebebi sayarak, … İli … Belediye Meclisinin belediyeye ait işleri sekteye uğrattığına ve geciktirdiğine hükmederek, 5393 sayılı Kanunun 30/a uyarınca feshine karar vermiştir.
Danıştay 8. Dairesi’nin E.1986/438, K.1986/462 sayılı Kararında “... Belediye meclislerinin ... feshedilebilmesi için belediye meclislerinin yasaca kendisine verilen görevleri süresi içinde yapmaktan çekinmesi ve bu çekinmenin belediye meclisine ait işleri sekteye ve gecikmeye uğratması gibi iki unsurun varlığını gerektirmektedir...
Her ne kadar ... belediye meclisinin bütçe görüşmelerine rastlayan toplantı süresinin en çok 30 gün olduğu belirtilmiş ise de ... gecikme ile ... gününde görüşerek karara bağlandığı ve kaymakamlıkça da onanmak suretiyle ... yürürlüğe girmiş olduğuna kuşku bulunmamaktadır.
Bu duruma göre ... Belediyesinin ... kısa bir gecikme ile karara bağlanma suretiyle konunun çözümlenmiş olduğu ... bütçe işinin sekteye uğratıldığı, böylece meclisin feshi için gerekli iki unsurun birlikte gerçekleşmemiş olduğu görülmüştür ... Açıklanan nedenle Antalya İdare Mahkemesinin ... belediye başkanının görevine son verilmesine ilişkin kısmının bozulmasına ... uyuşmazlığın hukuki niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler işin esası hakkında karar vermeğe yeterli görüldüğünden ... işin esasının incelenmesine geçilerek belediye meclisinin görevine son verilmesine gerek olmadığına ... oy çokluğu ile karar verildi.” denilmiştir.
Danıştay 8. D. 6.4.2007 gün ve E. 2007/1381, K.2007/1947 sayılı Kararında ise “… 5393 sayılı Belediye Kanununun yukarıda anılan 14. maddesinde, belediyelerin imar, su, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yapmak görevleri arasında olup, bu görevleri yerine getirmek için her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak da aynı Kanunun 15. maddesindeki yetki ve imtiyazları arasındadır…. hiçbir geçerli hukuki neden gösterilmeksizin, beldenin kanalizasyon projesi yaptırılması ve uygulatılması işi konusunda belediye başkanına yetki verilmesini reddederek, 5393 sayılı Belediye Kanununun Belediye Meclisinin feshini gerektiren, meclisin kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal ederek, belediyeye ait işleri sekteye ve gecikmeye uğrattığı açık olan belediye meclisinin feshi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, …. İli… İlçesi… Belediye Meclisinin feshine, 06.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.”
Danıştay 8. Dairesi, 18.06.2010 gün ve E.2010/3483, K.2010/3589 sayılı Kararı’nda; Kesin hesabını reddine ilişkin somut herhangi bir gerekçe gösterilmediği; kesin hesabın mali hesaplarda ve tablolarda uyumsuzluk veya eksik, noksan, ödenek üstü harcama olup olmadığı yönünde herhangi bir tespit inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın tümüyle reddedildiği; bunun da Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin 14. maddesine aykırı olduğu, bu durumda belediye meclisinin Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırı davranarak 2008 yılı kesin hesabını tümüyle reddetmek suretiyle belediyeye ait işleri sekteye uğrattığı anlaşıldığından feshi ile meclisin eylem ve işlemlerine katılan belediye başkanının başkanlıktan düşürülmesi gerektiğine, 2008 yılı bütçe kesin hesabının süresi geçtikten sonra belediye meclisinin 05.03.2010 gün ve 2010/9 sayılı kararı ile kabul edilmesi anılan mevzuat hükümlerine aykırı davranılmak suretiyle belediyeye ait işleri sekteye ve gecikmeye uğratıldığı gerçeğini değiştirmediğinden bahisle, 5393 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca Belediye Meclisinin feshedilmesine, aynı Yasanın 44/d maddesi uyarınca Belediye Başkanının başkanlıktan düşürülmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
Danıştay 8. Dairesi’nce verilen … Belediye Meclisinin feshine ve … Belediye Başkanının başkanlıktan düşürülmesine ilişkin söz konusu karara yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 23.9.2010 günlü ve E.2010/2250, K.2010/1341 sayılı Kararında; “… Kesin hesap, bir önceki yıl gelir ve giderlerini içeren belediye bütçesinin dökümü ve hesabın kapatılması, başka bir anlatımla yerine getirilmiş işlerle ilgili parasal akışın değerlendirilmesi olduğundan, kabul edilmemesi halinde ilke olarak belediye meclisine ait işlerin aksatılması ve gecikmeye yol açılması söz konusu olamaz.
… Belediye Meclisi meclis toplantısında usule uygun olmayan harcamaların bulunduğu yolundaki görüşlerin bildirilmesi üzerine; yasalara uygunluğun denetim elemanlarınca incelenip karar verilmesine kadar, kesin hesabın kabul edilmemesinin de, işlerin geciktirilmesinden çok, hesabın ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve doğrunun belirlenmesi amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan inceleme sonucunda 2008 mali Yılı kesin hesabı Belediye Meclisinde ibra edilmiştir. Bu itibarla 2008 yılı kesin hesabının denetim sonuna kadar ibra edilmemiş olmasının belediye işlerinin sekteye uğraması ve gecikmesi anlamına gelmediği açıktır.
Bu durumda, … Belediye Meclisinin Danıştay kararı ile feshine karar verilebilmesi için belediye meclisinin kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal etmesi ve bu ihmalin belediyenin mevzuat gereğince yürütmekle yükümlü olduğu hizmetleri sekteye veya gecikmeye uğratması şartlarının bir arada gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, belediye işlerinin nasıl sekteye veya gecikmeye uğratıldığı somut olarak ortaya konulamadığından Daire kararında isabet görülmemiştir.” denilerek, belediye meclisinin faaliyet raporu ve kesin hesabı reddederek belediyeye ait işleri sekteye ve gecikmeye uğrattığı somut olarak ortaya konmadıkça feshini gerektirmeyeceğine karar vermiştir.
Danıştay 8. D. 05.07.2018 gün ve E.2018/1563, K.2018/3927 sayılı Kararında; “…. İlçesi …. Belde Belediyesinde çalışan 12 taşeron işçinin bulunması nedeniyle şirket kurma kararı almak üzere Belediye Meclisinin 02.02.2018 ve 07.02.2018 tarihlerinde toplandığı, ancak ilgili mevzuat kapsamında kadroya geçirilecek işçiler konusunda, belediye başkanı ve meclis üyeleri arasında anlaşmazlık çıktığı, bunun üzerine belediye meclisinin feshinin istenildiği anlaşılmaktadır.
…. İçişleri Bakanlığı tarafından ….. Belediyesine de tebliğ edilen Genelge doğrultusunda, şirket kurulması gündemiyle toplanan belediye meclisinin, 2 Şubat 2018, 7 Şubat 2018 gününde yaptığı toplantıda oy çokluğu ile şirket kurulması talebini reddettiği; bunun üzerine belediye meclis üyelerinin kanunla meclise yüklenen görevleri süresi içinde yapmayarak belediyeye ait işleri sekteye uğrattığı neden gösterilerek feshinin istenildiği anlaşılmaktadır.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de zorunluluk olduğu açıkça belirtilmeyen şirket kurma isteminin reddine ait kararın belediyeye ait hangi işleri sekteye uğrattığı ve gecikmeye sebebiyet verdiğinin somut olarak ortaya konulması gerekmektedir.
Olayda; belediye meclisinin iptal davasına da konu olabilecek kararının, belediyeye ait hangi işlerin gecikmesine ve sekteye uğramasına sebep olduğunun belirtilmemiş olması; meclis kararının belli sebeplere dayanması ve taşeron işçilerin topluca belediye şirketinde istihdam edilmesine kadar hizmet alım sözleşmesinin devam edecek olması karşısında, şirket kurulmasının kabul edilmemesinin anılan Yönetmeliğin 30 (a) maddesinde öngörülen feshedilme nedeni olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 5393 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca …. Belediye Meclisinin feshedilmesi isteminin reddine, 2577 sayılı Yasanın EK 2. maddesi uyarınca kararın tebliğini izleyen günden itibaren onbeş gün içerisinde, Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu'na itiraz yolu açık olmak üzere, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilerek, belediye meclisinin feshi için belediyeye ait hangi işleri sekteye uğrattığı ve gecikmeye sebebiyet verdiğinin somut olarak ortaya konulması gerektiği belirtilmiştir.
- Belediye meclisinin feshine neden olan karara muhalif kalan meclis üyelerinin üyelikleri de düşer mi?
Belediye meclisinin feshine neden olan karara muhalif kalan meclis üyelerinin üyelikleri de düşecektir. Bu konuda Danıştay 8. Dairesi’nin 08.08.2007 gün ve E.2007/5495, K.2007/4542 sayılı Kararı’nda bu durum irdelenmiştir. Belediye meclisinin feshine neden olan meclis kararına muhalif kalan üyeler, kendilerinin üyeliğinin devamına karar verilmesini istemiştir. Danıştay bu talebi değerlendirerek, gerek Anayasa’nın 127 nci maddesinde gerekse 5393 sayılı Kanun’un belediye meclisinin feshini düzenleyen 30 uncu maddesinde, karara muhalif kalan üyelerin üyeliklerinin korunmasına dair bir hükme yer verilmediğinden dolayı talep kabul edilmemiştir.
2. Belediyeye Verilen Görevlerle İlgisi Olmayan Siyasî Konularda Karar Alınması
Belediye meclisinin feshini gerektiren nedenlerden en muğlak ve tartışmaya en açık olanıdır. Zira siyasi mesele veya siyasi temenniden ne anlaşılacağı, neyin siyasi mesele veya siyasi temenni olduğunu belirlemek güçtür. Bunu belirlemek de başvuru halinde Danıştay’ın görevidir. Danıştay karar verirken, belediye meclisinin almış olduğu kararın belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasî konularda karar olup olmadığının tespitini yapacaktır. Eğer karar siyasi içerikli ise belediye meclisi feshedilecektir.
Belediyeler, Anayasa’nın 127 nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 3 üncü maddesine göre; belde sakinlerinin yerel nitelikli ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulmuş kamu tüzel kişileridir.
Belediye meclisinin görevleri, 5393 sayılı Yasa’nın 18 inci maddesi ve diğer ilgili maddelerinde sayılmıştır. Ayrıca, çeşitli mevzuatla verilmiş başkaca görevleri vardır.
İşte belediye meclislerinin mevzuatla verilen görevleri dışında,görevle ilgisi olmayan siyasal konuları görüşmesi, siyasal kararlar alması veya temennilerde bulunması yasaklanmış, bu tür eylem ve işlemlere girişilmesi fesih nedeni sayılmıştır.
Başka bir anlatımla, belediye meclislerinin belediyenin kuruluş amacına ve kendisine verilen görevler çerçevesinde çalışmalarını yürütmesi ve kararlarını bu görevlere uygun olarak alması gerekmektedir. Meclisin, belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasal konularda karar alması mümkün değildir. Aksi durum feshine yol açar.
Ancak, siyasetin okulu olarak görülen mahalli idare birimlerinden belediyenin genel karar organının siyasetin dışında bırakılması düşünülemez. Zira 1983 yılında yürürlüğe giren 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanuna, 1987 yılında 3370 sayılı Kanun’la getirilen ek 2 nci madde ile; “İlçe belediye başkanı ile ilçeye bağlı diğer belediyelerin başkanları, üyesi olduğu partinin ilçe kongresinin; büyükşehir belediye başkanları ise il kongresinin tabi üyesidirler” hükmü getirilerek belediye başkanlarının siyasi faaliyetlerin içinde aktif rol almalarının yolu açılmıştır. Dolayısıyla belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin bir siyasi partinin tüzük ve programı çerçevesinde seçime girmeleri ve seçilmiş olmaları, bazı politik konuları gündeme getirmeleri ve temennide bulunmalarını da doğal hale getirmektedir.[2]
Örneğin; “bir beldenin karşılaştığı doğal afetler veya maddi sıkıntılar nedeniyle belediye meclisinin bu sıkıntıların giderilmesi için T.B.M.M., Cumhurbaşkanlığı gibi devletin üst kurumlarına yazı yazıp yardım talep etmesi, Kanun’un 30 uncu maddesinin (b) bendi kapsamında değerlendirilebilir mi? Diğer bir ifadeyle bu tür bir yardım istemi meclisin feshini gerektirir mi? ”[3]
Konu ile ilgili olarak Danıştay 8. Dairesi; karşılaştığı doğal felaketler nedeniyle sıkıntıya düşen belediye meclisinin, bu sıkıntıların giderilmesi için Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’den yardım istemesinin meclisin feshini gerektiren bir husus olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı hüküm altına alınarak, “Yasada aranan koşulun oluşmaması nedeniyle, meclisin feshine ilişkin İçişleri Bakanlığı isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle …Belediye Meclisinin feshine ilişkin istemin reddine..” şeklinde hüküm tesis etmiştir.[4]
Belediyenin resmi nitelikte iş ve işlemlerinde Devletin resmi dilinden başka bir dilin kullanımına olanak sağlanmasıyla ilgili olarak Danıştay 8. D. 6.4.2007 gün ve E. 2007/1381, K.2007/1947 sayılı Kararında: “… söz konusu meclis kararı ve bu kararın uygulanma şekli dikkate alındığında, yukarıda anılan 2923 ve 3984 sayılı Yasalarda kullanımına olanak sağlanan hakların kapsamı ve amacı dışına çıkılarak belediyenin faaliyet raporu ve belediyeye ait bilgisayarın yazılım programının da bu kapsama alınması ile resmi nitelikte iş ve işlemlerde Devletin resmi dilinden başka bir dilin kullanımına olanak sağlandığı anlaşılmaktadır. Bir başka anlatımla, söz konusu belediye meclis kararında belirlenen çok dilli belediyecilik yaklaşımının Anayasal ve yasal kurallarla bağdaşmadığı açıktır. Böylece Anayasada ve uluslararası sözleşmelerde belirlenen ve güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin kullanımını aşan, bu kuralların amacına ve öngörüsüne aykırı bir niteliğin oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşılmaktadır.
Bu hali belediye meclisi tarafından alınan kararın siyasi bir içerik taşıdığı;… Belediye Başkanının da söz konusu Belediye Meclisi kararını imzalamakla bu karara katıldığı ve 5393 sayılı Yasanın 30. ve 44. maddesinde öngörülen koşulların oluşmuş olduğu açıktır…. Açıklanan nedenlerle istemin kabulü ile 5393 sayılı Yasanın 30. ve 44. maddeleri uyarınca … Belediye Meclisinin feshi ve … Belediye Başkanının belediye başkanlığından düşürülmesine, 08.08.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.” denilmiştir.
Bu fesih nedeninin konulmasının amacı, yerel hizmetleri yürütecek belediye meclislerinin kısır siyasi çekişmelerle esas görevlerini unutup, hizmeti aksatmalarının önlenmesidir.
Ancak, belediyenin karar organı olan belediye meclisinde siyasi parti temsilcilerinin kendi partilerinin görüşleri doğrultusunda konuşmalar yapmaları ve düşüncelerini beyan etmeleri, siyasal konuları müzakere etmek olarak yorumlanamaz. Ancak, meclis üyelerinin asli görevlerini bırakıp, siyasal çekişme içine girmeleri, partizanca kararlara yönelmesi de tasvip edilecek bir durum değildir.
O halde madde hükmünde sözü geçen “siyasi konu” deyiminin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Konu hakkında İçişleri Bakanlığı Müsteşarlarından merhum Osman Meriç’in Danıştay tarafından verilmiş iki karar örneği ile ilgili değerlendirmesini aktaralım:
“Meclislerin feshini mucip nedenlerden, bir diğeri de siyasi meseleleri müzakere etmek ve siyasi temennilerde bulunmak oluşturmaktadır. Hemen ifade edeyim ki siyasi meselelerin bir kriteri yoktur. Onun için 1963 yılında Belediye Kanununda değişiklik yapan ve ona bazı maddeler ekleyen 307 sayılı Kanunun Parlamentodaki müzakeresi sırasında konu tartışılmış ve bunun sınırını çizme idari yargı organlarına bırakılmıştır. Bu hususta da birisi 1975 yılında, diğeri 1976 yılında Danıştay 11 inci Dairesince verilmiş iki karar vardır.
1975 yılında Ankara Belediye Meclisi; TRT’nin kınanması kararını almıştır. Konu İçişleri Bakanlığınca Danıştay’a intikal ettirilmiş, 11. Daire, belediye meclisinin belde halkının sorunlarını daha iyi işlemek ve daha iyi hizmet edilmesini sağlamak amacıyla bu kınamanın yapılmış olduğu gerekçesiyle bunu politik karar niteliğinde bulmamış ve belediye meclisinin feshine yer olmadığına karar vermiştir (Danıştay 11. D. 13.10.1975 gün ve E.1975/1558, K.1975/5155 sayılı Kararı).
1976 yılında ise Diyarbakır Belediye Meclisi; İspanya’da özerklik için mücadele eden Bask Bölgesi halkından beş teröristin idama mahkûm edilmesi üzerine, İspanya’nın Ankara Büyükelçiliğine protesto telgrafı çekilmesine karar vermiştir. Danıştay’a intikal eden konu üzerine yine 11. Daire, konuyu siyasi faaliyet olarak kabul etmemiş, Anayasanın kişilere tanımış olduğu tek veya toplu olarak düşünce açıklamak hürriyetinin doğal bir uygulaması olarak nitelemiş ve olayı politik bir nitelikte kabul etmeyerek feshi mucip görmemiştir (Danıştay 11. Dairesinin 8.6.1976 gün ve E.1976/1026, K.1976/283 sayılı Kararı).
Ancak, bu kararlara bakarak bunun her zaman böyle kararlar çıkacağı anlamına kabul edilmemesi gerekir. Nitekim Osman Meriç, “Bu kararları o gün için Danıştay’da hâkim olan havanın bir tezahürü kabul etmek gerekir. Hele hele Diyarbakır Belediye Meclisine ait karar her yönü ile eleştirilebilecek niteliktedir. Her şeyden önce belediye tüzel kişiliğinin temel fonksiyonu mahalli halka yani belde halkına ait mahalli hizmet ve ihtiyaçları ve bunlarla ilgili toplum sorunlarını eleştirme ve değerlendirmedir. İspanya’daki Bask teröristlerin idam kararı ile Diyarbakır belde halkının mahalli hizmet ve ihtiyaçları arasında bir ilişki olmadığına göre bu belediye meclisinde tartışılıp protesto kararı alma meclisin feshi sebebi olur.” diyerek, duruma dikkat çekmiştir.[5]
B. BELEDİYE MECLİSİ FESHİNİN SONUÇLARI
Belediye Kanunu’nun 30 uncu maddesinde 2 bent halinde belirtilen fesih nedenlerinin birinin bulunması durumunda, İçişleri Bakanlığı’nın bildirimi üzerine Danıştay kararı ile belediye meclisi feshedilir.
İçişleri Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde, meclisin feshine ilişkin bildirimi ile birlikte, karar verilinceye kadar meclis toplantılarının ertelenmesini de ister. Bu durumda erteleme isteminin, Danıştay’ca en geç 1 ay içinde karara bağlanması gerekir.
Belediye meclisinin feshini gerektirecek davranışa “karşı oy” veren veya bu davranışa bilerek veya bilmeyerek hiç katılmayan belediye meclisi üyelerinin, fesholan meclisle birlikte üyelikleri sona erecek midir ? Meclisin tamamı, seçilmiş bir organ olarak feshedildiğine artık organlık sıfatı tamamen ortadan kalktığına göre, bu organın üyelerinin üyelik sıfatları da sona erecektir.[6]
Belediye meclisinin feshi durumunda, meclis çalışabilir duruma gelinceye veya yeni meclis seçimi yapılıncaya kadar meclis görevi, belediye encümeninin memur üyeleri tarafından yürütülür. Bu şekilde feshedilen meclisin yerine seçilen meclis, kalan süreyi tamamlar.
III. SONUÇ
Belediye Kanunu, belediye meclisinin kendisine yasalarla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa ya da belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasî konularda karar alırsa İçişleri Bakanlığı’nın bildirimi üzerine Danıştay’ın kararı ile feshedileceğini öngörmektedir.
Ayrıca, Yasa İçişleri Bakanlığı’nın gerekli görmesi durumunda meclisin feshine dair bildirim ile birlikte, karar verilinceye kadar meclis toplantılarının ertelenmesini de isteyeceğini ve Danıştay’ın bu hususu en geç bir ay içinde karara bağlayacağını hükme bağlamıştır.
Meclisin feshedilmesi durumunda, yerine seçilen meclisin kalan süreyi tamamlaması öngörülmüştür.
Belediye meclisinin;
- Danıştay tarafından feshi veya meclis toplantılarının ertelenmesi,
- Meclis üye tam sayısının yarıdan fazlasının tutuklanması,
- Yedek üyelerin getirilmesinden sonra da meclis üye tam sayısının yarısından aşağı düşmesi,
- Geçici olarak görevden uzaklaştırılması,
hâllerinde, meclis çalışabilir duruma gelinceye veya yeni meclis seçimi yapılıncaya kadar meclis görevi, belediye encümeninin memur üyeleri tarafından yürütülecektir.
Öte yandan, Anayasamızın 127 nci maddesine göre; mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 27 nci maddesindeki dava daireleri arasındaki iş bölümünün Başkanlık Kurulu tarafından belirleneceği hükmü uyarınca, Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 2020/62 nolu Kararı ile 1.1.2021’den itibaren mahalli idarelerin seçimle gelen organlarının, organlık sıfatlarını kaybetmeleri konusunda Danıştay 8. Dairesi görevli kılınmıştır.
Danıştay’a gönderilen dosyalar; belediye başkanlarının düşmesi istemine ilişkin ise belediye başkanlarının, belediye meclislerinin feshi istemine ilişkin ise meclis başkan vekilinin savunması 15 gün içinde alındıktan sonra veya bu süre içinde savunma verilmediği takdirde sürenin bittiği tarihte tekemmül etmiş sayılır. Karar, dosya üzerinde verilir (2577 s. K. ek m.2).
Danıştay 8. Dairesi’nce verilecek kararlara karşı tebliğini izleyen günden 15 gün içerisinde İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na itiraz edilebilir. İtiraz bir ay içinde sonuçlandırılır; itiraz üzerine verilen karar kesindir.
[1] İçişleri Bakanlığı (E) Mahalli İdareler Gn. Md. Şube Müdürü
[2] Hikmet Kavruk-Turgut Tatar; “Belediye Başkanlarının Görevden Uzaklaştırılmaları ve Başkanlıklarının Yargı Kararı İle Sona Erdirilmesi”, AÜHFD, 59 (4) 2010,687
[3] Saadettin Doğanyiğit, Açıklamalı-Sorun Çözümlü Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediye Kanunu, 2.Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005,s.239
[4] Danıştay 8. Dairesinin E:2001/4106, K:2002/242 sayılı kararı.
[5] Osman Meriç, “Belediye Muhasipleri Ders Notları, TODAİE yayını, Ankara 1990, s.364
[6] Mustafa Dönmez, Belediye Yönetimi, Mahalli İdareler Derneği Yayını, Ankara 2009, s.195